Günümüzde küreselleşeme ile birlikte dünyada yer alan ülkeler kültür, eğitim, sanayi, politik, eğitim, ticaret, anlaşmalar ve benzeri çok çeşitli nedenlerden dolayı birleriyle daima etkileşim halindedirler. Devam eden küreselleşme ile birlikte ülkeler ve ülkelerde yaşayan insanlar küreselleşmenin sonuçlarından etkilenmektedirler. Bu bağlamda küreselleşmenin etkisiyle yeni liberal akım ile birlikte eğitim, bütün dünyanın dikkatini üzerine çeken bir konu olmuştur. İnternet kullanımı ile dünyadaki ülkelerde yaşayan bireyler arasında bilgi alış verişi giderek artmakta ve yaygınlaşmakta ve bu alanda önemli adımlar atılmaktadır. Böylece devletler çağın gerekli kıldığı ve uluslararası alanda avantaj elde edebilecek en az iki dil bilen bireyler yetiştirme gayreti içerisindedirler. Dil bilmenin birçok faydası bulunmaktadır. İkinci veya yabancı bir dili bilmek diğer kültürleri yakından tanım fırsatları verdiği gibi, bireylerin anlayışlarını geliştirmekte ve onlara değişik fırsatlar sunmakta ve ana dillerini geliştirme olanağı da sağlamaktadır. Bu bağlamda 1960’lı yıllardan beri de dil öğrenimine olan tutumlarda çok önemli değişiklikler olmuştur. Çalışmada dil öğrenme stratejileri ve dil öğrenimine etki eden bir takım unsurlar açıklanmaktadır. Bu söz konusu stratejiler etkin bir dil öğretim ve öğrenim aktiviteleri konusunda bir takım fikirlere işaret etmektedir. Öğretmenler de öğrencilerin doğuştan gelen kişilik özelliklerini, öğrencilerin birbirleri arasındaki yaş farklarını göz önünde bulundurarak ve uygun öğretim tekniklerini kullanarak onlarda kalıcı yetiler meydana getirmelidir. Buna ek olarak öğretmenler öğrencilerin dil öğrenimlerindeki başarılarını etkileyen, dile karşı inanç ve inanışlarını da göz önünde bulundurmalıdır.
Countries world-wide have been connected to each other for a wide variety of reasons such as culture, industry, politics, education, trade, agreements and some other reasons in today’s global world. The ongoing globalisation has had a great impact on every country and the people therein. Education has become an issue of great interest around the whole globe and with the rise of global neo-liberal ideology. With the use of the Internet, the information exchange of individuals has become widespread and effectual information exchange has started to occur and major steps have been taken. Thus, the countries are in need of competent persons who can communicate in two languages in order to integrate into the relations among the countries. To learn a foreign or second language helps students relate to other cultures, expand their understanding and have opportunities, and by using this knowledge improve their skills in their mother tongue. In language learning, attitudes have changed significantly since the 1960s. This research aims to explain the strategies of language learning and a number of issues which have influences on language learning. These strategies present ideas about effective learning and teaching activities. On the other hand, considering the innate factors of personality and age differences among students, the teacher should find a way to the heart of the learners and leave ‘indelible imprints’ upon their minds by implementing relevant teaching strategies. In addition, it is a necessity for the language teachers to perceive learners’ language learning beliefs since they may influence the success of learning.